Emrah Kocabaş
Efendim günümüz sosyalleşme günü.
Eeee tabii hal böyle olunca da medyanın hası sosyal medya oluyor…
Duyurusu yapmak istediğiniz herhangi birşeyi istediğiniz kadar gazete ve televizyonlara reklam verin,
Eğer bu sosyal medyanın gündemine girmiyorsa sizin duyurunuz da bir yere kadar ulaşıyor…
Yani paranın hükmü de bir yere kadar demek istiyorum…

Günümüz sosyal medyası artık öyle güçlü ki,
gündeme gelen herhangi bir konu ertesi gün ‘sosyal medya buna ne dedi’ diye haber oluyor.
Öyle olunca da söz konusu haber dallanıyor, budaklanıyor.
Ulaşmadığı kişi ya da kurum kalmıyor.
Sosyal medya sosyal medya….
‘Peki nedir bu sosyal medya’ diyenler olabilir,
Sosyal medya internetteki sizlersiniz.
Yani internetteki herhangi bir olaya yorum yazan sizler.
Bazen de facebook ve twitter gibi sosyal paylaşım sitelerine ileti yazan sizler…
Evet evet hali hazırda milyonlarca kişiden bahsediyorum.

Eskiden medya dördüncü güç olarak lanse edilirdi.
Artık işin içine milyonlarca fikri ve milyonlarca yorumcuyu katınca, sosyal medyanın gücünü de öyle dördüncü sıralara koymanın yakışı kalmıyor elbette.
Dedik ya medyanın hası sosyal medya diye,
Gücün hası da bu sosyal medyayı yönetebilmek oluyor haliyle.
Üniversitelerde kamu yönetimi yerine
Sosyal medya yönetimi bölümü açılsa isabet olur.
Çünkü mevzu artık çok derin.

Şu sıralar sadece sosyal medyayı hedef alan reklamlar çekiliyor.
Yani turna gözünden vurulmak isteniyor.
Vuruluyor mu derseniz,
Evet vuran vuruyor.
Geçenlerde bir video gördüm…
Sosyal paylaşım sitelerinde patladı gitti…
Her yerde paylaşılıyor.
Videoda, yöneticisine çok kızan sekreter Ceren istifa ediyor.
İstifayı da yöneticisinin odasına kaydettiği videoyla yapıyor.
Ceren, bir yandan bol biiiipli şekilde yöneticisine saydırırken bir yandan da “Bütün gün facebooktasın, popkop’tasın… Çalıştığını görmedim” şeklinde isyan ediyor.
Facebook’u biliyoruz da bu popkop neyin nesi demeyin.
İşte seksi bir sarışının isyan ederek istifası verdiği bu videonun amacı, popkop denen şeyi bize ezberletmek oluyor…

Eminim ki bu videoyu izleyen binlerce kişi, hemen ardından
www.popkop.com’ı tıkladı.
Ve karşısında daha hizmete açılmamış, ne olduğu belirsiz bir site gördü.
Peki ne oldu,
Biz bunları yapınca bu popkop denen sitenin yapımcısı, henüz site hizmete açılmamışken yapabileceği minimum maliyetli duyuruyla onbilere ulaştı.
Yüzbinlere de ulaşacak. Çünkü şimdi herkes bu sitenin neyin nesi olduğu konusunda bir tahminde bulunacak.
İşte sosyal medyayı yönetmek, sosyal medyanın gündemine konuyu yerleştirmek böyle bişi…
Tohumu ekiyorsunuz ve gerisini milyonlara bırakıyorsunuz.
Ne oluyor.
Bir yatırıp onbin, yüzbin kazanıyorsunuz.
Minimum maliyetle, maksimum kazanç…
Minimum etkiyle, maksimum tepki…

Evet şimdilerde herkes bu sosyal medya denen gücü neresinden yakalayabilirimin hesaplarını yapıyor.
Dev markalar, büyük şirketler, basın yayın organları ve diğerleri…
Herkes bu sosyal medyadan payını almak için uğraşıyor.
Anlayacağınız herkes kendisi için bedava fikrini söyleyip yorum yapacak milyonlarca köşe yazarı arıyor.
Eeee bedava sirken baldan tatlıysa
bedava köşe yazarı nedir siz düşünün…
Sosyal medyadaki ana mantık şu;
İyi ya da kötü, birileri yazsın da nasıl yazıyorsa yazsın.
Hiç önemli değil…
Ama yeter ki yazsın.

 

Comments are closed.